Ocak'ta AŞK başkadır

Benim yazım Mert'ten farklı olarak; onu yaptık, buraya gittik, bunu gördük olmayacak, zira kendisi hepsinden bahsetmiş :) ben daha çok "olup olabilecek en soğuk ve en sessiz sakin zamanında Bodrum'a giderek ne hissettiğim" i aktarmaya çalışacağım naçizane... Çünkü insan hayatında geriye dönüp baktığında; yaşadıklarından daha çok o an için neler hissettiklerini hatırlıyor, en azından benim için bu böyle.

Tilkicik koyu Yalıkavak

Öncelikle çok ama çok üşüdüm ve daha önce de belirttiğim gibi üşüdükçe olağanüstü huysuz olabilen biriyim ve dolayısıyla tadım kaçtı bu kadar soğuk karşısında.

Enteresan olan şey; İstanbul kat be kat daha soğuktu biz giderken ve döndüğümüzde de öyleydi ama insan evine girdiğinde içinin de ısındığından olsa gerek İstanbul' da bu kadar üşümemiştim.

Gel gelelim Bodrumda bir Ocak ayına... Son gidişimden bu yana en az 15 sene olmuştur, açıkçası ne kendisi ne de hissettirdikleri pek de değişiklik göstermemiş. Bir huzur, bir dinginlik, bir yavaşlık ve sakinlik...Ha-yat-dur-muş- gi-bi !!!

İnsanın ayak uydurması zor gerçekten bir anda. Daha önce bahsetmiştim yoğun bir tempom var İstanbul' da. Hem trafik hem de işim sebebiyle, Bodruma ilk geldigim günün sabahında boşluğa düşmüş gibi hissettim, gerçi 2 telefonum iki ayrı yerden, sabah 9 itibariyle durmasa da; inanın yine de hadi mübalağa yapmayım durmuş diyerek ama gerçekten yavaş çekimde her şey Bodrumda.

Beni güvende ve mutlu hissettirenlerin başında, her gün Bodrum Starbucks'tan kahvemi içebiliyor olmak geldi. İstanbul standartları için ne kadar küçük, Bodrum için ise bir Caramel Macchiato içebilmek ne büyük bir adımdır bilemezsiniz. :) Hele ki benim gibi kahvesiz güne başlayamayanlardansanız.

Lodos, Mandarin ve Bodrum Starbucks

Şaka bir yana her iki günden de her iki akşamından da çok büyük keyif aldım. Bir de rakılardan sonra başka bir paranoyam olduğunu keşfettim şimdiye kadar farketmediğim. Ben gök gürültülü yağmurlu havalarda üzerime yıldırım düşer diye korkuyormuşum, hiç gülüp de kınamayınız zira herkesin korkusu kendine azizim. :)

Mert' in bir önceki yazısına ekleyeceklerim yukarıdaki gibidir; özet olarak çok çok ama çok üşüdüm ve halen benim için adaptasyonunun çok zor olacağına inanıyorum. İçime çok sinen büyüklükte ve bahçesi olan birde çok iyi ısınan bir ev sanırım adaptasyon sorunuma büyük ölçüde fayda sağlayabilir. Öyle sevgi, aşk falan da ısıtmıyor şiirlerdeki gibi, eğer öyle olsaydı bu sorun hiç var olmayabilirdi bizim için 💘

Ocak'ta aşk başkadır

Son olarak arkadaşlarımla kışın Bodrum nasıl olur diye merak etmekteyim ki bu merakımı da 3 hafta sonra gidereceğim, o zamana kadar hayallerle kalalım efendim 💕